• Dolar
    0.000
  • Euro
    0.000
  • Ç.Altın
    0.000
  • Altın
    0.000

°

Köşe Yazarı

Murat Tekin

  •  21 Şubat 2022
  • MUHAFAZAKÂR MISIN?


    MUHAFAZAKÂR MISIN?

    Selâmün Aleyküm.

    Türk Dil Kurumu (TDK) Muhafazakâr sözcüğünü “Tutucu” olarak açıklamaktadır. Tutucu’yu ise “Mevcut toplumsal düzeni, düşünceleri ve kurumları değiştirmeden, olduğu gibi korumak isteyen kimse” olarak açıklamaktadır. Yine TDK Mütedeyyin sözcüğünü de “Dindar, belli bir dini kabul etmiş” olarak tanımlamaktadır.

    Kendini dindar olarak görenlerin kendini muhafazakâr yerine mütedeyyin diye tanımlamalarının daha doğru olacağı kanaatindeyim. Çünkü dünyada Muhafazakârlık ve Devrim denince, sağ-sol kavramları denince akla ilk Fransız Devrimi gelir. Fransız Devrimi; Fransa Kralını, aristokrasiyi, kilisenin önemli konumunu yerinden etmeye çalışan bir radikal değişim hareketiydi. Muhafazakârlık ise bu radikal değişime verilen tepkiydi. Bu değişim tartışmalarında Kralın solunda oturanlar devrimi isteyenler/solcu, sağında oturanlar statükoyu savunanlar-muhafazakâr/sağcı olarak adlandırılmıştır. (Fransız Devrimi’nde öncülüğü Burjuvazi denilen kesim yapmışken, bu kavram biz de çok deformeye uğratılarak menfi anlam yüklenmiştir.)

    Bu girişi; geçen haftaki yazım sonrasında gerek mesaj atarak gerekse de telefon açarak Saadet Partisi gibi muhafazakâr bir partinin CHP gibi laik ve seküler bir parti ile ittifak kurmaması gerektiğini, muhafazakâr seçmen olarak böyle bir ittifaka oy vermeyeceğini söyleyen bazı dostlar için yaptım.

    Kendini muhafazakâr ve demokrat bir parti olarak tanımlayarak siyasi hayata atılan Ak Parti, tek başına ve kesintisiz iktidarının 20.yılında. İktidarları boyunca; kendilerini muhafazakâr, mütedeyyin, demokrat, laik, seküler vs olarak tanımlayan vatandaşların, toplumsal yaşantılarına yönelik müspet düzenlemeleri olduğu gibi menfi düzenlemeleri de olmuştur. Yine bu kesimleri memnun eden uygulamaları olduğu gibi eleştirilerini aldığı uygulamaları da olmuştur.

    Yazıyı uzatmak ve birileriyle polemik yaşamak derdinde değilim. CHP’li ittifaka oy vermeyeceğini söyleyen muhafazakâr arkadaşlara şunları sormak isterim:

    ▪︎Müttefik işgal kuvvetlerinin Irak’a müdahalesinde, ülkemiz topraklarının ve hava sahasının kullanılmasına olanak sağlayan tezkereyi TBMM’ye getirip 1 Mart 2003 tarihinde oylatan Ak Parti’ye, 22 Temmuz 2007 tarihinde yapılan seçimde oy verdin mi?

    ▪︎İsrail’e bizim mahallenin sakinlerinin bakış açısı belliyken, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e 8 Kasım 2007 tarihinde TBMM’de konuşma yaptıran (ki TBMM’de konuşma yapan ilk ve tek İsrailli yetkilidir) Ak Parti’ye, 29 Mart 2009 tarihinde yapılan seçimde oy verdin mi?

    ▪︎ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın ABD Başkanı George W. Bush’un yanında açıkladığı ve Fas’tan Endonezya’ya kadarki ülkelerin sınırlarını değiştireceği ifade edilen Büyük Ortadoğu Projesi’nin (daha sonra ismi Genişletilmiş Ortadoğu Projesi oldu) eşbaşkanı olduğunu bizzat kendisi söyleyen Ak Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a ve partisine oy verdin mi?

    ▪︎1 Ocak 2003-31 Aralık 2021 tarihleri arasında faiz lobilerine yaklaşık 520 milyar dolar faiz ödeyen Ak Parti’ye, yapılan her seçimde oy verdin mi?

    ▪︎Borca Dayalı Para Sistemi ile borç yükümüzü her geçen gün arttıran, Kamu Özel İşbirliği ile Yap-İşlet-Devret, Yap-Kirala-İşlet-Devret yöntemleri ile yaptırılan otoyollara, havaalanlarına, tünellere, köprülere geçiş/uçuş garantisi vererek Hazine’yi büyük bir taahhüt altına sokan, Cumhuriyet döneminin en büyük ve en kapsamlı özelleştirmesini yapan, ABD ve AB ülkelerinin liderleriyle sürekli “stratejik müttefik” olunduğunu söyleyerek bir araya gelen vs. vs. vs. Ak Parti’ye, oy verdin mi?

    ☆☆☆☆☆

    12 Şubat 2022 Cumartesi günü Ankara Ahlatlıbel’de 6 siyasi parti genel başkanlarının katıldığı liderler zirvesi yapıldı. Siyasi parti liderlerinin bir araya gelmesi toplumsal barış açısından, kutuplaşmanın önlenmesi açısından, birbirini tanıma açısından oldukça önemlidir.

    Zirve sonrası açıklanan metindeki “Türkiye’nin istişare ve uzlaşı ile çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Önemli olan, tüm farklılıklarımızla beraber “biz” düşüncesini, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği normları çerçevesinde temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, herkesin kendini eşit ve özgür vatandaş olarak gördüğü, düşüncelerini özgürce ifade edebildiği, inandığı gibi yaşayabildiği demokratik bir Türkiye’yi inşa etmektir.” paragrafı, Saadet Partisi’nde yoğun tartışma çıkardı.

    53 yıllık siyasi hayatında İslam Birliği için mücadele eden ve bunun için projeler üreterek çok büyük emekler sarf eden, medeniyetin ve insanlığın kurtuluşunun İslam ile Müslümanların birleşmesi ile mümkün olduğu tezini işleyen, batıyı ve sistemlerini Fir’avun Sistemi’ne benzeten, ancak Hakk’ı üstün tutanların adaleti sağlayabileceğini söyleyen Millî Görüş’ün; Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği normlarından çözüm üretilebileceği düşüncesine gelmesi, kendini diğer siyasi partilerden farklı kılan görüşleri terk ettiği anlamına mı geliyor, yoksa ittifakın konsensüsü mü? Saadet Partisi, metnin bu cümlesine katılmadığını beyan etmeliydi.

    Partisine hiçbir seçimi kazandıramadığı halde 6 Temmuz 1997 tarihinden itibaren genel başkan olmaya devam eden, Cumhurbaşkanı adayı olduğunu açıklayan Bakanına şiddet gösteren milletvekilini ihraç etmeyen aksine Bakanını azleden, özelleştirmelere karşı çıkan Bakanını azleden, ülkemize tarihinin en büyük ekonomik krizini yaşatan, Kemal Derviş’i Bakan yapan, 2014 yılında CHP ile 15 Temmuz 2016’dan itibaren de Ak Parti ile ittifak kuran Sayın Devlet Bahçeli, 6 siyasi parti genel başkanlarının bir araya gelmesini eleştirmiş.

    Selam ve dua ile...

    Yazar Yorumları

    Yorum Yaz

    81550

    Hakkımızda

    bayrakgazetesi.com.tr 'de ülke'ye dair önemli haberleri, Son dakika haberlerini ve ülke ile ilgili gelişmeleri, hava durumu ve namaz vakitlerini bulabilirsiniz.

    Uygulamamız

    Üyeliklerimiz

    İha üyesidir

    İletişim

    #

    #

    #

    #