İTTİFAKLAR VE SEÇİM
Selâmün Aleyküm.
16 Nisan 2017’de yapılan Anayasa Değişikliği Referandumu sonrasında Siyasi Partiler Kanununda da bazı değişiklikler yapılarak, siyasi partilerin ittifaklar yaparak seçime girmeleri mümkün hâle geldi. 24 Haziran 2018 seçimine Cumhur ve Millet İttifakları adı verilen ittifaklar kurularak gidildi.
Bu minval üzere; Ak Parti ile MHP Cumhur İttifakını (BBP her ne kadar bu ittifakın bir parçası olmuş olsa da MHP’nin ‘Cumhur İttifakında parti kimliği ile sadece Ak Parti ve MHP’nin olacağı’ ısrarı üzerine parti kimliği ile bu ittifakta yer alamamıştır), CHP, İyi Parti, Saadet ile Demokrat Parti Millet İttifakını oluşturdular.
Bu yazımızda Saadet Partisinin, ittifak içerisindeki konumunu ve durumunu izaha çalışacağım nasipse.
Saadet Partisi, merhum Prof.Dr.Necmettin Erbakan Hocanın lideri olduğu Millî Görüş’ün; 26 Ocak 1970 yılında kurulan Millî Nizam Partisi ile başlattığı siyasi hareketin Millî Selamet, Refah ve Fazilet Partilerinden sonraki beşinci ve en uzun ömürlü partisidir. (MSP 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi kararı ile kapatılırken MNP, RP ve FP Anayasa Mahkemesi kararları ile kapatılmışlardır.) Partinin Genel Başkanlığını ise 30 Ekim 2016 tarihinde yapılan 6. Olağan Kongreden itibaren Tekstil Yüksek Mühendisi Sayın Temel Karamollaoğlu yapmaktadır.
24 Haziran 2018 seçimine gidilirken Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, önceki yıllarda aynı siyasi hareketin içerisinde birlikte olduğu Saadet Partisinin, MHP ile oluşturdukları Cumhur İttifakında olmasını çok arzu ediyordu. Bunun için de hem Ak Parti Genel Merkezinde bizzat kendisi hem de Saadet Partisi Genel Merkezinde Mustafa Şentop’u görevlendirerek, Saadet Partisi Genel Başkanı ile görüşmeler yaptılar. Saadet Partisi, parti kimliği olmadan Cumhur İttifakında yer alması (Saadet Partisi Milletvekili adaylarının Ak Parti ile MHP listelerinde yer aldığı, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adayları olduğu) teklifini red etti. CHP, İyi Parti ile Demokrat Partinin oluşturduğu Millet İttifakında parti kimliği ile yer aldı, Cumhurbaşkanı adayı olarak da Temel Karamollaoğlu’nu gösterdiler.
24 Haziran 2018 seçimi Saadet Partisi adaylarının, teşkilat mensuplarının, taraftarlarının yaşadığı en ağır seçim olacaktı. Bir taraftan CHP ile ittifak yapmasının, bir taraftan da güya HDP ile ittifak yapmasının nedenlerini özellikle kendisini muhafazakâr olarak tanımlayan seçmene izah etmek zorunda kalmıştı. Millî Görüşçüler ilk defa camii cemaatinden, camiinin içerisinde tepki ile karşılanıyor, hatta bazı camiilerde kovuluyorlardı. İşin garip tarafı ise Saadet Partililere bu tepkiyi gösterenlerin büyük bir çoğunluğunu; Millî Görüş Partilerine ya hiç oy vermemiş ya da hiç oy vermeyi bile düşünmeyen seçmenler oluşturuyordu.
Bugün baktığımızda Saadet Partisinin Millet İttifakı içerisinde yer almış olmasının; toplumsal barış açısından, kamplaşmanın ve kutuplaşmanın önlenmesi açısından ne kadar öneme haiz olduğunu müşahede edebiliyoruz.
Saadet Partisi için herkes “özgül ağırlığı fazla” tanımlamasını yapmakta ve kendisinin yer aldığı ittifakın içerisinde bulunmasını arzu etmektedir. Hâlbuki bir siyasi partinin, özgül ağırlığının değil aldığı oy oranının ağır olması gerekir ki parti politikalarını ülke yönetimine yansıtabilsin.
Saadet Partisinin yaklaşık 4 yıldır yaptığı yapıcı muhalefet, Genel Başkan Sayın Temel Karamollaoğlu’nun konuşmaları ve özellikle sosyal medya paylaşımları, toplum nezdinde büyük bir beğeni ve partiye karşı sempati oluşturmuştur.
Saadet Partisi yönetiminin, partiye karşı oluşan bu müspet havayı en iyi şekilde analiz ederek ya bir ittifakın içerisinde yer alınmasına ya da hiçbir ittifakın içerisinde yer almadan tek başına seçime girilmesine karar verecek birikime ve siyasi tecrübeye sahip olduklarına inanıyorum.
Söz konusu referandumda yapılan başka bir değişiklikle de Cumhurbaşkanının iki defa (Meclis’in erken seçim kararı alması halinde üçüncü defa) seçilebileceği, hiçbir adayın ilk turda %50+1 oy çoğunluğunu alamadığında en yüksek oyu alan iki adayın ikinci turda aday olacakları hükme bağlanmıştı.
MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli daha önceki açıklamalarında her ne kadar “2023 yılında yapılacak seçimlerde Cumhur İttifakının Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan’dır” demiş olsa da geçen hafta “Anayasa değişikliği yapılması lazım geliyorsa onu da yaparız” demesi, Sayın Erdoğan’ın üçüncü kez aday olmasında bir tereddüt yaşadığının göstergesi olarak değerlendirilmektedir. Gerçi, YSK, Sayın Erdoğan’ın 2023’de yapılacak seçimlerde adaylık müracaatını kabul ederse, YSK’nın kararları da Anayasa gereği kesin karar hükmünde olduğu için Sayın Erdoğan tekrar aday olmuş olur. Ancak Cumhur İttifakının böyle bir tartışma ile seçime gitmek istemediği kanaatindeyim.
Gerek Sayın Erdoğan’ın gerekse de Sayın Bahçeli’nin parti teşkilatlarına “seçime hazır olun, seçim varmış gibi çalışın” talimatları, 24 Haziran 2018 seçiminde olduğu gibi sanki “baskın seçim” kararı alınacakmış intibaı uyandırmaktadır. Ülkemizin genel seçim periyotlarına bakıldığında da bu yıl içerisinde bir seçim yapılması kuvvetle muhtemel görünüyor.
Seçim tarihi ne mi olur?
06.11.2022
Selam ve dua ile...
(Lütfen bu yazıyı ve bu tarihi bir yere not edin.)
ORTA OYUNU GİBİ…
İTTİFAKLAR VE SEÇİM
GÖZLERİNE BAKINCA...
bayrakgazetesi.com.tr 'de ülke'ye dair önemli haberleri, Son dakika haberlerini ve ülke ile ilgili gelişmeleri, hava durumu ve namaz vakitlerini bulabilirsiniz.
#
#
#
#