• Dolar
    0.000
  • Euro
    0.000
  • Ç.Altın
    0.000
  • Altın
    0.000

°

Köşe Yazarı

Habip AYKANAT

  •  06 Haziran 2024
  • ÇÖKÜŞ – KÜLLERİNDEN DOĞUŞ  TÜRKİYE CUMHURİYET'İ


    ÇÖKÜŞ – KÜLLERİNDEN DOĞUŞ  TÜRKİYE CUMHURİYET'İ

      Birinci Dünya Savaşı ile birlikte Osmanlı imparatorluğunun kullanımı hızlandırılmış, 1918 yılına gelindiğinde Birinci Dünya Savaşı sona erdi ancak İmparatorluğun külleri etrafa saçılmış, Doğusu, Batısı, Kuzeyi, Güneyi yani dört bir yanı işgal olarak listelendi.Türk milletinin en önemli özelliğidir, en zor şartlarda ve zamanlarda devlet edebilmeyi başarabilmesidir.   

    Tarihin geri kalan 16 Türk hesabını bu şekilde görüyoruz.1914-1918 yılları arasında kayıtlı olan Birinci Dünya Savaşı, 1919-1923 yılları arasında kayıtlı olmayanlar arasında Kurtuluş Savaşı olmak üzere toplam 8 yıl aralıksız savaşmış bir darı.

    Bu milletin acısını, yorgunluğunu, bıkkınlığını düşünün. İşte bu dönemde İstikbal için umuda ihtiyaç vardır. Umudun adı Mustafa Kemal Atatürk'tür.

    1919'da başlayan Kurtuluş mücadelesi 11 Ekim 1922'de Mudanya mütarekesi ile son bulmuştur. Osmanlı İmparatorluğunun küllerinden, zümrüd-ü Anka misali Mustafa Kemal önderliğinde DELİkanlı Türkiye, Cumhuriyet doğmuştur.

    Gerek Birinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan yokluk ve insanların özgür varlığının önünde ekonomik olarak yaşanacağı en önemli olgu olarak ortaya çıktı.

    Mustafa Kemal Atatürk “Savaş meydanlarında kazanılan zaferler, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazsa siyasi bağımsızlığı koruyamazsınız.” 17 Şubat – 4 Mart 1923'te depolanan İzmir İktisat Kongresi'nde görüşülmesiyle, ekonominin bir savaş yapılmasının düşünülerek ülkelerin ekonomisinin şekillendirilmesi ve yapılandırılması amacıyla karar verildi.

    Kongre çalışma zamanını kaybetmeden başladı. Zamanın en önemli değeriydi, kaybolmaya tahammül yoktu. Gerçek zafer, ülkenin gerçek bağımsızlığının gerçekleşmesini sağlayacak olan ekonomik zaferdi. Dışa depolamayı en aza indirmek hatta yok etmek.

    İzmir İktisat kongresinde önemli paylar ve sonrasında yapılan çalışmalar şu şekildedir.

    **Hammaddesi yurt içinde yetişen veya yetiştirilebilen/yetiştirilebilecek ürünler işlenecek sanayi dalları öğrenilebilir. Bu kararın ilk hamlesi halkın yaşadığı, hayatını idame ettireceği mamul, malzeme ve hizmet giyim, gıda, aydınlanma, tüketim ve barınma harcamalarının giderilecek, hayatı kolaylaştıracak fabrikalar işletmeye üretime geçildi. Savaştan yeni ortaya çıkan ülkenin yapılaşmasını hızlandırmak için ihtiyaç seçenekleri yapı malzemeleri üretim yapılmaya başlandı.

    Her türlü şart ve duruma hazırlıklı olmak için kendi silah ve mühimmatını üretecek, kendi savunma sanayisini geliştirecek atılımlar yapılmıştır. Bunları kaba çizgileriyle sıralarsak Bünyan Dokuma Fabrikası ,Konya Ereğli Bez fabrikası, Kayseri Bez Fabrikası, Alpullu Şeker Fabrikası, Uşak şeker fabrikası,Kırıkkale Mühimmat fabrikası, Kırıkkale Elektrik Santrali, Kayaş Kapsül Fabrikası, Nuri Killigil Tabanca Havan ve Mühimmat fabrikası, Nuri Demirağ Uçak Fabrikası, Karabük Demir Çelik Fabrikası ,Eskişehir Kiremit Fabrikası, Ankara Çimento Fabrikası… (Bu sıralamayı çoğalta biliriz)

    **El işçiliğinden ve Küçük imalattan fabrikaya ve büyük işe alınmaya geçilmelidir.

    **Devlet; Ekonomik faaliyetler ve politikaları olan organlar haline gelmeli, Özel sektör tarafından kurulmayan sanayi kolları devletçe ele geçirilmelidir. Özel sektör, karlı olmadığı için veya sermaye eksikliği nedeniyle yapılmayan veya yapılamayan yatırımlar devletçe yapılmalıdır. Özel sektördeki mali ve teknik artışın sürdürülmesi gerekmektedir.

    Kamu İktisadi Teşekkülleri bu orijinal kuruluş, bölgesel üretim, üretim, katma değer yaratarak büyük katkılar sağlamıştır. Ancak ilerleyen yıllarda siyasi iktidarların arpalıkları olarak ülkenin kamburu haline geldi. YAZIK

    ** Özel girişimlere kredi ve mali destek yapıları oluşturmak. İş Bankası Kongrede alınan karar gereğince ilk bankadır.

    ** Dış rekabete dayanabilmek için sanayilerin toplu ve bütün olarak kurulması. Ana Sanayi ile birlikte yan sanayinin çalıştırılması ve çalıştırılması esas olarak kullanılır.

    Ana sanayiye girdilerinin yan sanayi ve hammaddeye yakın tedariki zaman, ulaşım ve üretim hızı açısından maliyet unsurlarının en ucuza indirilmesi rekabet gücünü artıracaktır. Ayrıca sanayi ülkelerinin bulunduğu bölge daha hızlı gelişecektir.

    İzmir İktisat Kongresinde alınan hızlarla hızla uygulamaya alınmıştır. Devletin kayıtlarının ekonomi politikası haline getirilmesi. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte bu politikaların genelleştirilmesi, atılımlar ve faaliyetleri devam etmektedir. 1950'den sonra kapatmalar başladı, 1983'ten sonra satışlar başladı. 2002'den sonraki satışlarla devlet envanterinde kayıt sıfıra getirildi.

    Özelleştirmeye karşı değiliz. Özelleştirme bir değeri yoktur. Böylece teknolojik gelişmeler takip edilerek modern hale getirilmelidir. Kurumların özellikleri, kuruluş amacına, özüne ve ruhuna uygun stratejilere yönelik sorun yok. Ancak özel olarak sınıflandırılan Kurum üretiminin satarsa ​​durdurulması. Karşıyız. Kullanım amacı dışındadır. Karşıyız. Makineleri hurda fiyatına satılıp araziye apartmanlar yapılabilirsa. KARŞIYIZ

    Şimdi diyeceksiniz ki Nereden çıktığınızda dururken iktisat kongresi ve sonrasında kurulan fabrikalar mı? Cumhuriyet dönemi ekonomi politikaları, Birinci Dünya savaşı ve Kurtuluş savaşı ile birlikte 8 yıl savaşmış bir ülke yeni baştan kurgulanmış, ekonominin her alanında atılımlar gerçekleştirilmiş. Bütün Dünya 1929 Büyük buhranı ile mücadele ederken, imkanları ile ayakta kalan birkaç ülkeden biri olan Genç Türkiye Cumhuriyeti.coğrafyanın içinde bulunduğu mevcut ekonomik koşullar çağa ve modernizme uygun olarak yeniden yapılanmayı zorunlu kılmaktadır. İthalat kalemlerinin çokluğu ülkenin bağımsızlığına vurulan pranga gibidir. İthalat baskısından korunmanın tek bir bakımı vardır. Üretim. Üretim. Üretim... Üretimin sürekli enflasyonu, istihdamı ve gelir gelişimi şekillenecektir.

    İki Savaştan çıkan ürünler o yokluk içerisinde onlarca fabrika kurmuş, ülkelerin ekonomik güçleri verilmeye çalışılmış ve başarılmıştır. Okullaşma ve eğitim için var gücü ile ilerlemek %7-8 olan okur –yazar oranı 10 yıl sonra %20'ye yaklaştı. Yapılan inkılaplarla Sosyal yaşamda da Avrupa'nın önüne geçen gelişmeler, düzenlemeler ve uygulamalar dikkat çekicidir. Bunların en önemlisi kadına seçme ve kişisel hak kazanmadır.

    Yüz yıl önce hem içeride hem dışarıda bir savaş kazandı, bir Ülke kuruldu. Yüz yıl sonra gene başarabiliriz

     Habip AYKANAT

     

    Yazar Yorumları

    Yorum Yaz

    74961

    Hakkımızda

    bayrakgazetesi.com.tr 'de ülke'ye dair önemli haberleri, Son dakika haberlerini ve ülke ile ilgili gelişmeleri, hava durumu ve namaz vakitlerini bulabilirsiniz.

    Uygulamamız

    Üyeliklerimiz

    İha üyesidir

    İletişim

    #

    #

    #

    #